Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Mutluluk hormonları nelerdir?

Mutluluk hormonları nelerdir?

Sinir hücrelerindeki bilgi akışını sağlayan küçük kimyasal iletkenlere nörotransmitter denir. Bunlar çağımızın en yaygın sorunlarından stres, ruhsal sorunlar, uyku, dikkat dağınıklığı ve şişmanlama gibi sorunlarda direkt etkileri bulumaktadır. Ruh ve beyin sağlığı için önemlidirler. Eksiliği veya fazlalığı gibi durumlarda sorun yaşatırlar.

Stresyetersiz veya dengesiz beslenmenörotoksinlergenetik yatkınlık, bazı ilaçlar ve uyuşturucular, alkol ve kafein kullanımı gibi nedenlerle optimum düzeyin dışına çıkabilirler.

Vücutta mutluluk hissini kuvvetlendiren nörotransmitterler nelerdir?

Kendimizi iyi hissettiğimizde beynimiz dopamin, serotonin, oksitosin ya da endorfin salgılar. Bu salınım bir durum, olay ve davranış sonucunda gerçekleşir ve uzun süreli bir etki yaratmaz. Bu yüzden günlük hayatta inişler ve çıkışlar yaşarız. Kendimizi mutsuz hissettiğimiz anlarda, beynimizde oluşturduğumuz sinir yollarının yönlendirmesiyle alışkanlıklarımıza yöneliriz. Daha önce anlık mutsuzluklarımızı giderdiğimiz eylem ve durumları yaratarak mutluluk seviyemizi arttırmaya çalışırız. Hepimizin sahip olduğu mutlu alışkanlıklar vardır. Kimimiz abur cubur yiyerek, kimimiz spor yaparak, kimimiz alışverişe giderek, kimimiz ise yalnız kalarak mutlu olduğumuzu hissederiz. Fakat çoğunluk olarak yaşamımızı olumsuz etkileyen alışkanlıklara sahibizdir ve bunların hiçbirinin bizi sürekli mutlu kılamacağını unutuyoruzdur.

Hayatta kalma odaklı olarak gelişen beynimiz bizi stresten ve üzüntüden uzak tutmak için harekete geçmeye hazır durumdadır. Bizler mutlu alışkanlıklarımızı doğru belirleyerek; eylemlerimizin sonuçlarından huzursuzluk duymamayı hedeflemeliyiz. Aşırı stres altında istemsizce yediğimiz bir tatlının sonrasında yaşadığımız pişmanlık hissi bizi amacımızdan uzaklaştırıp, mutsuzluğa sürükleyebilir.

Kalıcı mutluluklar için anlık hazların kurbanı olmamak gerekir.

Yeni mutlu alışkanlıklar edinerek bunu kalıcı olarak nöronlarımıza (beyin hücresi) yerleştirebiliriz. Yeni sinir yollarımızı motivasyonu yükseki, kendimizi geliştirecek eylemler ile donatabiliriz. Bilinmeyen yollar tehlikeli ve yorucu geldiği için sahip olduğumuz alışkanlıklardan vazgeçmemiz zor gelebilir. Fakat cesaret ve azimle yepyeni bir yol yaratabiliriz.

Dopamin

Kişinin harekete geçmesive kendini motive etmesi için salgılanır. Böylece kişi her başarısından sonra ödüllendirileceğini ya da kendini iyi hissedeceğini bilir. Koşucu bitiş çizgisi ulaştığında, futbolcu gol attığında hatta bir maymun muzu gördüğünde dopamin ile doludur. Beyin bedene ”BAŞARDIM” demektedir.

Bir ödül beklerken hissetiğimiz heyecandır. Sporcular saatlerce antrenman yapar, çünkü beklenen ödüle doğru giden her adımda biraz daha dopamin salgılarlar. ”İşte bu” diyeceğimiz bir keşifte ya da yapbozda aradığımız parçayı bulduğumuzda yaşadığımız mutluluğun sebebi dopamindir.

Endorfin

Kelime anlamıyla “kişinin kendi ürettiği morfin” olarak bilinmektedir. Öfori (çoşku) endorfin hissinin genel tanımıdır. Fiziksel acı tarafından tetiklenmektedir. Kısa bir süre içinde acıyı gizler ve bastırır. Rahatlık, keyif, huzur ve neşe gibi duyguları ifade eder. Genellikle sınırlarımızı zorladığımız zaman açığa çıkar. Bir tür doğal uyuşturucudur ve sürekli üretilmez, yoksa kişi sıcak bir fırına dokunabilir ya da kırık bir bacakla yürüdüğünde canı acımaz hale gelir.

Oksitosin

Birine güvendiğinizde ya da size olan güvenini hissettiğinizde oksitosin salgılarsınız. Aitlik ve güven hissi bu hormon ile ilgilidir. Hipofiz bezinin arka bölgesinden sentezlenir. Sosyal ortamlarda, kişilerle konuşurken, gülümseme, bakışma, sarılma, hediye alma ya da köpeğiyle eğlenceli vakit geçirme esnasında dahi kişilerde oksitosin hormonu salgılanması tetiklenir. Doğumdan sonra anne ve bebekte salgı miktarını arttırır. Annenin koruma güdüsü ve bebekteki terk edilme hissinin engellenmesi sayesinde aralarındaki bağı kuvvetlendirir.

Serotonin

Saygı görmek iyi hissettirir, çünkü serotonini tetikler. Bu his bizleri daha fazla saygı arayışına çıkmamız için teşvik eder. Depresyon, ruhsal çöküntü, yalnızlık gibi durumlarda vücuttaki seviyesi oldukça düşüktür. Ruh hali, iştah, uyku düzenlenmesi, hafıza, öğrenme, cinsel ve sosyal davranışlarda etkilidir. Bağırsak hareketlerini düzenler. Serotonin yeterli seviyelere çıkarsa ruh hali düzelir, iştah normale döner. Kendimize önemli olduğumuzu hissettirir. İnsanlarda serotoninin çoğu sindirim sistemindedir. Eksikliğinde olumsuz düşüncelerde artış, gerginlik, huzurluk gibi durumlar görülür. Bu da başka bir nörotransmitter olan Kortizol seviyesinin arttığının bir göstergesidir. Mutluluk seviyesini belli bir düzeyde tutmak adına; motivasyonumuzu sağlamanın yollarını bulmak ve umudunu kaybetmemek gerekir.

 

Beynimiz sürekli oksitosin kaybetmeden

ve kortizolü arttırmadan serotoninin keyfini

sürmenin yollarını arar…

– LORETTA GRAZIANO BREUNING

 

Yorum yaz