Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tartı Takıntısı

Tartı takıntısı

Ayna karşına geçince mutluluğunuz azalıyor mu?

Tartıda gördüğünüz rakam hızla azalırken mutluluğunuzda aynı oranda artıyor değil mi? Hatta diyetinize bunun verdiği mutluluk ile devam ederken kilonuzun hız kesmeden azalmaya devam edişini, büyük bir keyifle takip ediyorsunuz. Sonra bir gariplik sezmeye başlıyorsunuz. Çünkü mutluluğunuzun ivmesinde sapmalar yaşanmaya başlamışsınızdır. Tartıda gördüğünüz rakam, ayna karşısında görmek istediğiniz bedenin karşılığı olmadığını fark etmişsinizdir. Çünkü zayıflamanın cılız gözükmek olmadığını hatırlamaya başlamışsınızdır. Kendinize göre oluşturduğun düzende yemek yemeyerek veya kendimizi çok kısıtlayarak muhteşem sonuçlar almayı beklemenin hüsran ile sonuçlanacağını söylemek gerekir!

Peki niçin diyet yapıp, kilo verirken; elde etmek istediğimiz sıkı görüntüden uzaklaşıyoruz ?  

Tartılmanın belli bir sınırı olmalı…

Diyet yapma adı altında bedenimizi sağlıksız olduğunu düşündüğümüz gıdalardan yoksun bırakarak, tartıda gördüğümüz rakamın düşmesini başarı olarak kabul ediyoruz. Zayıf bir bedenin karşılığına 55 kilo ve altı rakamları yakıştırıyoruz.

Çok yemediğimizi, tatlı tüketimim kısıtladığımız, sağlıksız ürünlerden uzak durmaya çalıştığımızı iddaa ediyoruz. Dilimde sürekli diyet kelimesi var ve günlük hayatımızda spora zaman ayırmaya çalışıyoruz. Ama yine de olmak istediğim fit, sağlıklı ve güçlü görüntünün yakınından geçmediğimizi görüyoruz…

Dikkat etmemize rağmen neden bölgesel yağlarımızdan kurtulamıyoruz?

Beslenme ve egzersiz biçimimizde yaptığımız çok fazla yanlış bulunmaktadır. Ama bunlardan önce en büyük yanılgımızı kabul edip; sürekli tartılmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Tartıda gördüğümüz rakamın değil, vücut yağ oranımızın ayna karşısındaki mutluluğun kriteri olduğunu öğrenmeliyiz. Vücudumuzdaki sıklığı belirleyen temeller yağların fazlalığı ve kas kütlemizdeki azlıktır.

VÜCUT YAĞ ORANI DEĞİŞİMİNİN ETKİSİ NASIL OLUR?

Doğru beslenme ve spor programı ile yağ oranımızı düşürürken, kas kütlesi kazanırız. Vücut kıvrımlarında belirginleşme başlar ve özellikle bel bölgesinde biriken yağlarda azalma meydana gelir. Hafifledikçe metabolizmamız hızlanır ve daha rahat hareket etmeye başlarız. Spora ayıracak enerjiyi kendimizde buluruz. Değişimimizi gördükçe motivasyonumuz artar ve kendimize daha çok inanmaya başlarız. Tartıdaki rakamın değişmediği durumlarda bile bedeninizde etkili sonuçlar aldığımıza şahit oluruz. Çünkü yağdan kilo kaybederken, aynı oranda kastan kilo alırız.

Günlük spor alışkanlığı ile yağ kaybı ve kas kazanımı sürecini hızlandırabiliriz.

Vücudumuzun görüntüsünü ve sıkılığını etkileyen en büyük etken biri de kas kütlesidir ve bunların üzeri yağ dokusu ile kaplıdır. Yağ dokumuzdan kilo vermemiz ile açığa çıkan boşluğu kas kütlesiyle doldurmamız halinde vücudumuzdaki değişim belirgin hale gelmeye başlar. Bilinen en büyük yanlışlardan biri de budur. Kaslar yağa dönüşmez ya da tam tersi! İki doku birbirinden çok farklıdır.

Kaslarımız; gelişimi için ihtiyaç duyduğu besinlerin bizler tarafından yeterli düzeyde karşılanmadığı durumlarda hacim kaybı yaşar ve yerini yağ dokusuna bırakır. Kilo vermeye çalışırken, istediğimiz görüntüye bu yüzden ulaşamıyoruz. Protein oranı yüksek, basit şekerlerden uzak duracağımız bir düzene, düzenli sporu ilave ederek hedeflerimize ulaşabiliriz. Bedenimizin enerjisinin yerinde olması için ihtiyacı olan besini vermemiz gerekiyor. Aksi durumda güçlenmesini ve yağ kaybetmesini sağlayacak egzersizleri yapmaya motivasyon bulamayacaktır.

 

Kahvaltı ile güne başlamak neden önemlidir

Sabah kahvaltısı günün en önemli öğünüdür. Gün içerisinde ihtiyacımız olacak enerjiyi kazanmak adına mutlaka öğün atlamadan dengeli bir tabak ile güne başlanmalıdır.  Günümüzde bu temel öğünü geçiştirmekten kaynaklı çalışma hayatımızdaki verimliliğimizin azaldığının farkında değilizdir. 

Sabah kahvaltılarında vücudumuzun ihtiyaç duyduğu oranda protein tüketilmelidir. Bu oran günlük tüketim miktarının en az 1/5 olmalıdır. Kahvaltıda yeterli protein tüketen bireylerin iş verimi ve konsantrasyonu daha yüksektir. Protein tüketimi kan şekerimizi düzenlemesinden kaynaklı çok kısa süre içerisinde açlık hissetmemizi de engellemiş olur.

Sağlıklı bir kahvaltı tabağında olabilecek besinler nelerdir?

  • YUMURTA ( Fazla tüketilen yumurta sarısının kolestron ve kalp rahatsızlıkları riskini arttırdığı unutulmamalıdır. )
  • HİNDİ FÜME ( protein oranı yüksek, yağ oranı düşük olmasından dolayı tercih edilebilir. Fakat işlenmiş bir gıda olduğu için sürekli tüketim tercih edilmemelidir. )
  • PEYNİR ( yağ oranı yüksek peynirlerden uzak durulmalıdır. )
  • SÜT
  • AVOKADO
  • CEVİZ
  • BOL YEŞİLLİK
  • YULAF EZMESİ ( içerdiği bol lif ve verdiği tokluk hissi sebebiyle gönül rahatlığı ile tüketilebilir. )

Ekmek tüketilmesinde sakınca var mıdır?

Glisemin indeksi yüksek olan karbonhidratlar kan şekerimizde ani dalgalanmalar yaratmasından dolayı çabuk acıkmamıza sebep olmaktadır. Yüksek karbonhidratlı ürün tüketiminden sonra görülen uyku bastırması, yorgunluk ve enerji kaybı gibi hisler kan şekerindeki değişimlerden kaynaklanmaktadır. Kahvaltılar da ekmek ve türevlerini tüketmek için kullanılan un ve gerekli malzemelerin içeriği önemlidir. Beyaz un kan şekerimizde ani çıkışlara yol açmaktadır. Beyaz un yerine tam buğday unu, kepek unu gibi kan şekerini dengeleyen ürünler tercih edilirse ekmek tüketmede bir sakınca yoktur.

Tam tahıl, meyve, yağsız ürünler ve sebzelerin çoğu düşük glisemik insdeks değerine sahip olduğundan kilo vermek için iyi seçeneklerdir. Ancak sağlıklı beslenme de sadece bu noktaya değil, ürünlerin içeriğindeki yağ, mineral, vitamin ve lif gibi değerlerine de bakılarak tüketim miktarı belirlenmelidir. Bu miktar kilo ve günlük aktiviteye göre değişkenlik göstermektedir. Her şeyin fazlasının zararlı olduğu unutulmamalıdır.

Güne enerjik başlayıp, seretonin hormonunuzun miktarını arttırmak için kahvaltının keyfine varmayı unutmayın. Hem Cemal Süraya’nın da dediği gibi ‘’Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutluluk ile bir ilgisi olmalı.

 

Ödem attıran besinler nelerdir

Vücut su tutma oranını düşürmek için magnezyum, potasyum, B6 vitamini ve doğal idrar sökücü bitkiler tüketmekte fayda vardır. Günlük hayatta rahatlıkla ulaşabileceğimiz ürünler ile ödem problemimize çözüm olabiliriz.

Ödem problemi yaşanıldığı durumlarda tüketilmesi tavsiye edilen besinler;

  • Yoğurt
  • Ananas
  • Nar
  • Muz
  • Kivi
  • Kiraz sapı
  • Maydanoz
  • Bitki Çayı
  • Salatalık
  • Su

Yorum yaz