Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Astroloji Tarihi

Astroloji Tarihi

Astroloji, gök cisimlerinin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözdebilimdir. Yunanca yıldız anlamına gelen ‘astro’ ve bilgi anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türemiştir.

 

Astroloji insanlara gelecekte yaşanacak olaylardan haberdar edebileceğini iddia eder fakat bu iddialar bilim camiasında kesin olarak yalanlanmıştır ve bu sebepten ötürü Astroloji bir sözdebilimdir. Eskiden astrologlar gök günlüğü adı verilen ve gökyüzü konumunun gün, ay ve yıl olarak gösteren bir kitap ve ev tabloları kullanarak Yıldız Haritası grafiğini çıkartırlardı. Bunların doğruluğu tıpkı Astrolojinin diğer iddiaları ile birlikte bilimsel literatürde geçerli değildir. Tüm bu yalanlamalara rağmen, astroloji halâ popülerliğini sürdürmektedir. Hiçbir bilimsel kanıta dayanmamaktadır.

 

Tarihçe

Gök olaylarına bakarak kehanetlerde bulunmak, özellikle de felaketleri kestirmek, tarihte pek çok toplumda gözlenmiştir. Bunun ilk yazılı örneği Mezopotamya’daki Asur ve Babil uygarlıklarındadır.

 

Tarihinin çoğu boyunca astroloji, bilimsel bir gelenek olarak siyasi ve akademik bağlamlarda kabul edildi ve astronomi, simya, meteoroloji ve tıp gibi diğer çalışmalarla bağdaştırıldı. 17. yüzyılın sonunda, astronomi ve fizikteki (günmerkezlilik ve Newton mekaniği gibi) yeni bilimsel kavramlar astrolojiyi sorguladı. Astroloji böylece akademik ve teorik duruşunu kaybetti ve astrolojiye olan yaygın inanç büyük ölçüde azaldı. Günümüzde astrolojinin bilimsel bir geçerliliği yoktur.

 

Günümüzde Batı’da var olan astroloji sisteminin kökeni Eski Yunan’dan gelmektedir. Büyük İskender dönemine kadar, Eski Yunan’daki gökyüzü incelemeleri yeryüzünde olan olayların açıklamasını ve kehanetleri içermezdi. Gelecekle ilgili tahminler, gökyüzü cisimlerinin hava durumunu etkiliyor olduğu görüşünden ibaretti. Bu dönemden sonra Mezopotamya uygarlıklarının etkisi ile Eski Yunan’da astronominin yanı sıra astroloji de görünmeye başlamıştır.

 

Bundan çok uzun zaman önce, insanlar geceleyin gökyüzündeki yıldızlara bakmış ve bu yıldızların ne olduğunu, yaşamları üstünde ne etkiler yaptığını merak etmişlerdir. Başlangıçtaki bu sorulardan astroloji doğdu. Hiç kimse, astrolojinin yazı öncesi geleneğinin ne kadar eski olduğunu tam olarak bilmemektedir. Astrolojinin yazılı tarihte ilk ortaya çıkışı ise MÖ 2500 yılında, gezegenlerin insanın kaderini etkileyen güçlü tanrılar olduğuna inanılan Mezopotamya’da olmuştur. Bu astrologlar gökyüzünü dikkatle izlemeye ve onun geceleri parıltılı, muhteşem sessizliğinde gördüklerinde düzenli kayıtlarını tutmaya başlamışlardır. Astroloji danışmanları Kraliyet ailesine devlet yönetimi konusunda akıl verirlerdi ve Mezopotamya tarihinin erken dönemlerinde astroloji “kraliyet sanatı” olarak düşünülmüştür.

 

Mezopotamya gökbilimcileri göklerin işleyişini açıklamak için yeni geometri bilimini kullanmaya başladıkları sıralarda, Eski Yunanlar, zaten tanrılarının geniş panteonuyla övünmekteydiler. Yunanlar, Mezopotamya’nın astrolojik kehanet biçimini kendi mitolojileri ve yeni geometri bilimiyle birleştirip zodyaka dayanan kişisel bir astroloji geliştirdiler. Yunanca “zodiakos kyklos” ya da “hayvanlar dairesi” anlamına gelen bu kuşak, Güneş’in bir yıl boyunca gökyüzünde izlediği eliptik yörüngesinin her iki yanında dokuz derece uzanır. Zodyak Koç, Boğa, Yengeç gibi her biri bir hayvan tarafından simgelenen ve yılın belirleyen on iki parçaya bölünmüştür. Böylece Yunanlar astrolojiyi göklerinin yaşamlarındaki etkilerini merak eden bireylere danışmanlıkta kullanarak yıldız falını ortaya çıkarmışlardır.

 

Yorum yaz